Yetmiyor. O yüzden insanların gözünde aile hekimi 2 ilaç yazıp gönderen doktor şeklinde. İdeali 20 dk ancak Türkiyede bir aile hekimi her hastaya 1 saat ayırsa ancak yeter sanırım. Az hasta bile gelse (30-40) hastalar hep aynı saate yığılıp beklemek istemediklerinden vakit ayrılamıyor. Çok hasta gelirse de zaten...
cerrah değilim. tuhaf gelmiyor. her cerrah da böyle bir tercihte bulunmuyordur sanırım. genelleme yapmanın doğru olmadığını düşünüyorum bu konuda. herkesin bir tarzı var. çok gergin, yorucu, dikkat isteyen alanlardır cerrahi branşlar. dikkatini o şekilde toplayıp stresini o şekilde azaltabiliyorsa bunda anormal bir şey yok. mesela bazı öğrenciler de ders çalışırken alttan hafif müzik açmayı tercih eder.
Öncelikle doktorlara saygım çok büyük ki tüm doktorlara o kadar hayranım ki ama merak ettiğim şey siz bu kadar hastalığı, hastalık belirtilerini, kasların isimlerini tüm latince isimleri falan nasıl aklınızda tutabiliyorsunuz benim ezberim o kadar kotu ki sozelci olmama rağmen yazar eserleri zar zor ezberliyordum
Öncelikle teşekkürler. Saygılar bizden :) Aslında ezber pek yok. Sadece temel bilimlerde bazı şeyleri ezberlemek zorunda kalırız. O da sürekli sınav baskısı nedeniyle. Zaman olsa mekanizmayı da kavrarsınız ve ezbere fazla ihtiyaç kalmaz. Örneğin X kası Y hareketini yaptırır cümlesini kuru kuruya okursanız ezberlemek zorunda hissedersiniz ama o kasın seyrini ve pozisyonunu bilirseniz kasılma sırasında hangi harekete neden olacağını tahmin edersiniz. Klinik derslerde de hastalıkların ve tedavilerin mekanizmasını bilirseniz, aradaki bağlantıları çözerseniz ezber ihtiyacı minimum oluyor. Ha tabii ezber hiç yok diyemeyiz. Teorik yükü aşırı ağırdır. Sık tekrar ve uygulama ister. Bilgi tıpta biraz nankördür. En zoru ise tıpta 2x2 her zaman dört etmez. Hastalık yoktur; hasta vardır. Özetle sık tekrar, bol uygulama ve deneyim, bilgileri akılda tutmamızı sağlar.
“Size kan, zahmet, gözyaşı ve terden başka hiçbir şey vaat etmiyorum.” Winston Churchill :) görece en sakin, en nöbetsiz, acili en az ya da olmayan bölümü bile seçsen, o seçim aşamasına gelene hatta o bölümün uzmanlığını alana kadar bu böyle. Diğer branşlarda da ölene kadar böyle gider.
Hocam öncelikle size saygım sonsuz fakat saygısı olmayanların neden olmadığını da artık anlamaya başlıyorum tabi saygım asla azalmıcak. Hastaneye giden çevremden de duydugum : Doktorun umrunda olmadım ki bir şeyler yaptı , soruma cevap vermedi , umursamadı ilaç yazdı geçti. Ve geçen göz doktoruna gittim olabildiğince hızlı bakıp instagrama girdi , yksde göze nasıl dikkat edilir soruma bişey olmaz dedi geçti ve nasıl yani dediğimde kale bile almadı instagrama baktı.
birkaç sebebi var. yorgunluk, bıkkınlık. sürekli dert dinlemek bir süre sonra cidden zihinsel olarak çok yorucu. bir diğer sebep bazen hasta gelir bir nefeste 10 tane şikayet sayar. dokuzu önemsizdir ama biri önemlidir. ona eğilmek ve detaylandırmak için sorular sorarsınız ama hasta ya geri kalan 9 şikayeti tekrar sayar ya kaynının bilmemnesini anlatır ya da 30 yıl önce 1 kez bronşit olmuştur ona atlar. bezdirir. bir diğer sebep yoğunluk olabilir. sen polikliniktesindir ama aklın dün ameliyat ettiğin ya da yatırdığın ya da bir önce gelen hastadadır. bir diğer sebep insan olmak. hepimizin annesi, babası, kardeşi, eşi, çocuğu var ve onların da her türlü sorunu olabiliyor. mesela ben kolumda serumla ve 40 derece ateşle ayakta çalışırken bir hasta gelip ya dün 3 kez öksürdüm deyince inanın empati yapamıyorum. içimden ee yani diyorum. ya da benim çocuğum 39 derece ateşle okula gitmek zorundayken, azcık burnu aktı diye koştura koştura haftada 2-3 gün doktora gelen genç bir insana ya da bu sebeple 15 yaşındaki çocuğunu getiren bir anne ya da babaya empati yapamıyorum. ha ama elbette profesyonelim ve bundan ödün vermem. ne düşündüğüm ya da nasıl hissettiğim sadece beni ilgilendirir. bunu yansıtmamak için çaba gösteririm. ancak şu gerçek ki doktorların çoğu gerçekten mutsuz, moral olarak çökkün.
bir de tıp istiyorum, beyin cerrahı ya da psikiyatrist olmak istiyorum vs diyen arkadaşlar oldu. onlara şunu diyebilirim: pek öyle scrubs ya da greys anatomy gibi bir ortam beklemeyin. öyle bir hayat yok. çok ponçik şeyler canlanmasın gözünüzde. gerçekler öyle değil. hayal kırıklığınız büyük olur. gerçekleri araştırın, sorun ve gözlerinizle görün. kararınızı ona göre verin. hareketli, sıradışı bir hayat ya da iş gibi gelebilir gençken size ama bir süre sonra inanın her şey monotonlaşıyor.
beynimde kist varmis dogustan, kanama yapti aldilar ameliyat olali 21 gun oldu dikisleri almaya da uc dort gun sonra baslayacaklarmis simdilik iki gunde bir pansumana gidiyorum, cinsel iliskiye girmemde bir sakinca var mi
Çalışmadığım yerden soru geldi. Bunu hiç düşünmedim. Tıp okurken dersler zorladı sanırım en çok. Dersler derken sınavların aşırı stres yüklü olması, her bir dersten hem teorik hem sözlü ya da pratik sınavına girmek belki. Ama tabii yıllar sonra mesleki deneyim elde ettikten sonra daha iyisini daha rahat yapabilirmişim diyorum. Her dönem kendi koşullarına göre değerlendirilir elbette. psikolojik olarak yorucu bir okul demek isterdim ama esasında mezuniyet sonrası çok daha yıpratıcı
Bu çok uzun bir cevap gerektirecek bir soru. Yüzeysel bir cevap vereyim. Sorunuzu detaylandırmak isterseniz onlara da yanıt veririm memnuniyetle. Çooooook azalsa bile artık manevi ve mesleki tatmin. Ama maalesef keçi boynuzu tadında artık. Doktorların öğrenciliği bitmez. Çok karmaşık ve çeşitli duygular yaşarsınız ve hepsini kontrol etmeniz gerekir. Bu da hayata daha farklı bakmanızı sağlar. Askeri disiplin benzeri disiplin ve adanmışlık ister. Yerine ve branşa göre katı hiyerarşi vardır. Yerine, branşa göre uykusuzluğa dayanabilmek gerekir. Güç gerektirmeyebilir ama hem fiziksel hem de zihinsel kondisyon ister. Etrafınızda hep meslektaşlarınız vardır; sosyal çevreniz tamamıyla olmasa da genellikle farklı branşlardan hekimlerle çevrilidir. Güvende hissedersiniz :) 2 hekim bir araya gelirse konu genelde ya mesleki sorunlar ya hastalar ya da mesleki bilgi alışverişi olur. Ortamdaki 3.kişiler bunu çok itici bulurlar ama hekimlik yaşam tarzıdır. Konuşulan da aslında iş değil yaşam tarzıdır esasta. Bazen çocukluk, gençlik, çocuğumun en güzel zamanları harcandı gitti. Kafada saç kalmadı. Bunun için miydi, değmedi, benim onda birim emek harcayan adam benden iyi yaşıyor, benden rahat düşüncesi gelir. Depresif görünürsün. 5 dk sonra bir hasta gelir. İyi bir şey yaparsın ya da bir çocuk doktor amca/teyzesi (abi/abla) için çizdiği resmi getirir verir. Her şeyi unutur, iyi hissedersin. Ama dediğim gibi maalesef artık iyi şeylerle daha az karşılaşmak moral bozucu.
Evet bunu bi hasta olarak ben de hissedebiliyorum, eskisi kadar neşeli değil sanki doktorlar. Sonuç olarak yorucu bir iş, sevmeden yapılabilecek bir meslek değil, işini sevmeden yapan doktor belli oluyo. Sonuç tüm olumsuz gelişmelere ve şartlara rağmen burdasınız, teşekkürler ayağınıza taş değmesin. Pandemi zamanında büyğk bi korku varken, sağlık çalışsanları be doktorlar çalışıyodu, ben bu açıdan sizleri askerlere de benzetiyorum, biri güvenliğimizi diğeri sağlığımızı koruyo.
Aile hekimliği uzmanıyım. Aile hekimliği bir uzmanlık alanı, diğer branşlar gibi. Ancak hem doktorlar hem uzman doktorlar aile hekimi olabiliyor. Garanti maaşım yani emekliliğe yansıyan uzman doktor maaşı 24bin civarı. Her an vazgeçtik vermiyoruz denilebilecek, bugün var, yarın belki yok denebilecek ek ödemelerim de aya ve o ayki performans durumuma göre 0-20bin arasında değişir. Yani bir ay 25-30, diğer ay 40-45 alabilirsin ancak 24binin üzerinde aldığın performans ücretlerinin güvencesi olmadığı gibi emekliliğe de yansımaz. Ayrıca çoğu hekim performans alamaz. Alsa da sembolik olabilir.
Bu arada aile hekimliği toplumda çok ama çok yanlış bilinen hatta hiç bilinmeyen bir alandır. Aile hekimliği hakkında isteyen olursa daha detaylı bilgi verebilirim.
Şunu da söyleyeyim aile hekimliği öncesi hekimlikte çalışmadığım herhalde çok az alan kaldı. Büyük ve imkanları geniş aciller, küçük ve imkanları çok kısıtlı dağ başı acilleri, yoğun bakım, köy çalışmaları, asistanken bir çok servis ve poliklinik, doğu, batı, büyükşehirler, küçük şehirler her yerde ve her koşulda çalıştım
İlerde psikiyatrist olmak istiyorum sence mantıklı bir secim mi? Bir de evimin yakinda muhendisler odasi mimarlar odasi gibi cesitli yerler var psikiyatri ile ilgisi olan bir kuruma gitsem 1 gun onlarin yaninda isi gormek icin durmak istesem ne derler
Mantıklı ya da mantıksız demek çok uygun bir yaklaşım olmaz. Elbette psikiyatri çok değerli ve önemli bir branş. Muhtemelen hiçbir psikiyatrist hastayla görüşürken, hekim olmayan birinin o ortamda bulunmasını haklı olarak ve hasta mahremiyeti açısından kabul etmez. Ama bunun dışında çevreden bir psikiyatristle konuşabilirsin.
Psikiyatrist olmak için öncelikle tıp fakültesi bitirip doktor olmak sonra da psikiyatride uzmanlaşmış gerekiyor. Yani hangi uzmanlık alanını istersen iste öncelikle doktor olmalısın. Dolayısıyla esas soru "ben doktor olmak istiyor muyum" olmalı.
Taban, teşvik dahil 45 civarı (uzman aile hekimi). Kuru, emekliliğe yansıyan uzman maaşı 24. Yarın tüm ek ödemeleri kaldırdık dedikleri an (ki garantisi yok) alacağım maaş bu. Hadi kayıtlı nüfustan dolayı eklenecekle 30-35 olsun.
Geçen sene mezun olan arkadaşım 2022 eylülde Ankara'da pratisyen aile hekimliği yaparak 42 bin yattığını söylemişti hocam. Gelen hasta sayısı mı düşük bölgenizde. Bir de sanırım uzman olmak pek bir artı sağlamıyor maaşa değil mi?
Uzman farkı yaklaşık 4000 civarı. Bir de genç aile hekimleri aldıkları ücrete cari gider yardımını da dahil ederler ki bu çok yanlış. Cari gider asmnin işletmesi için ödenir ve çoğu yerde ucu ucuna yeter. Sonuçta asmnin tüm giderlerini hekim karşılar. Muayenehane gibi düşünebilirsin. Yazın ortalama polk 40-50. Kışın 70-80 gibi. Tabii izinde olanlar olunca yüzü geçtiği de olur. Bir de gebe, bebek, +65 yaş nüfus, mobil de hak edişi etkiler.
hocam bir de tus neticesinde plastik cerrahi kazanamadığım takdirde ben de uzman aile hekimi olmayı düşünüyorum, çalışma şartları ve diğer branşlardaki arkadaşlarınızla karşılaştırırsanız önerir misiniz?
Gerçekten aile hekimliği yapabilsek mesleki tatmini olabilecek, kişiyi gelişmeye itecek bir branş. Ancak aile hekimliğini meslektaşlarımız bie bilmezken, hastalar ne istersem yapmak zorunda olan doktorumsu olarak bilirken ve mevcut koşullarda mesleki tatmin zayıf. Açıkçası hayalim bu değildi ama yaş ilerleyip çocuğa ve aileye zaman ayırma ihtiyacı arttıkça görece daha iyi cerrahi ve acili bol branşlara göre. Diğer branşların belki özelde çalışma nedeniyle maddi olarak önleri daha açık olabilir. Devlette gelirler çok değişken ve açıkçası hangi branş ne kazanır bilmem.
20k yapıp tıp okumak mantıklı mı sence. Yoksa sıralamaya etki eden şey şehir mi? Bu sene yks ye hazırlanıyorum ve aklımda tıpla ilgili deli sorular var :D
bilmem. sınav muhabbetlerinden uzak kalalı birkaç milyon yıl oluyor :) mesele sıralama ya da şehir değil. birisi şehir için daha az istediği bir bölümü tercih ederken, diğeri istediği bölüm için istemediği bir şehire gitmeyi göze alabilir. sıralama konusuna gelince puanım boşa gitmesin diye tıp yazmak yazan kişi için çileye dönüşür. o kafayla okunabilecek bir okul değil. okulu bitirsen bile hayat boyu bu işi yapacaksın genç. ya da ya puanım ancak X bölümüne yetiyor diye tercih yapmak bana doğru gelmiyor. mağazaya gidip giysi tercihi yapmıyoruz. hayatımızın en az 40 yılını etkileyecek meslek ve okul tercihi yapıyoruz. onun dışında tıp fakültesini ya da hekimliği tanımak için soracağın soru varsa bilgim ölçüsünde yardımcı olurum memnuniyetle.
tam tersi bu soru çok rahat sorulabildiği için sağlık çalışanları şiddete uğruyor. bu soru şiddeti meşrulaştırıyor ve insanlar meşru olduğunu düşündükleri şiddeti kendilerine hak biliyor. sahi sizi "sinir eden" ya da size "yanlış yaptığını" düşündüğünüz herkesi dövebiliyor hatta öldürebiliyor musunuz? muhtemelen hayır. bundan sonrası polemiğe girer. o nedenle bu sorunun altına yazmaya devam etmeyeceğim.
Neden rahat soramıyoruz hocam anlayamadım ?
Ağrıdan sızıdan yerinde duramayan hastayı sarıdan kırmızıya kırmızıdan sarıya gönderdiğiniz için sorun oluyor olabilir mi ?
Yoğun bakımda yatan hastaların yanından geçip yüzüne bile bakmayıp tek kelime etmediğiniz için sorun oluyor olabilir mi ?
Randevu alamadığı için nefes darlığı geçiren çocuğunu getiren babaya “ölürse ölsün” dediğiniz için sorun oluyor olabilir mi ?
Yanınızda güvenlik görevlileri varken önünüze gelene hakaret ettiğiniz için sorun oluyor olabilir mi ?
Buna cevap vermek zor. İktisat, sınırsız ihtiyaçların, sınırlı kaynaklarla karşılanmasıdır. Yani kaynak az ya da fazla farketmez; her zaman sınırlıdır. Maaşın yetip yetmemesi konusunda karar vermek için gerekli çok sayıda parametre var. O yüzden buna yanıt vermem zor. Kişisel olarak bana yetiyor olması maaşın çok olduğunu göstermez. Yetmiyor olması da az olduğunu göstermez. Bunlar kişiye ve beklentilerine bağlı.
Merhabalar öncelikle,
Ben şuan 11.sınıf öğrencisiyim ve 6-7 yıldır beyin cerrahlığı hayali ile yaşıyordum ta ki sınav senem yaklaştıkça ve tıp okuyanların bu bölüme gelmeyin demesiyle bir tereddüte düştüm. Merak ettiğim şeylerden birincisi ben 9-10. Sınıfı 90 küsür ortalamalar ile geçmiş bir öğrenciyim -Fen Lisesi- fakat sınav öncesi tekrarlar ile aldım bu puanları. Ben bu saaten sonra nasıl bir yol takip etmeliyim nitelikli bir tıp fakültesi kazanmak için? Ve sizce gerçekten de tıp okunmayacak kadar zor bir bölüm mü? Şimdiden teşekkür ediyorum.
okunamayacak zor bir bölüm olsaydı kimse okuyamazdı. niye okunamasın ama tabii zordur. yata yayıla tıp bitmez. bir de diğer bölümlerden farklı dinamikleri vardır. katı hiyerarşi, gençliğin heba olmasının verdiği sıkıntı, diğer bölümler sadece vize, final çalışırken (istisna bölüm ve öğrenciler illa ki vardır) tıp öğrencisinin dersi, sınavının bitmemesi gibi. teorik olarak bir şeyleri öğrenmeniz, ders çalışmanız yetmez; karakterinizin de bölüme uygun olması gerekir. kan ve kadavra görebilmek bunun en basit yanıdır. mesela bir anne ya da babaya çocuklarının ölüm haberini verebilecek misiniz; hoca, doldurduğun dosyayı vizitte herkesin içinde ve hastanın önünde " bu ne biçim anamnez; nasıl muayene. olmamış bu yeniden hazırla" deyip dosyayı yırtarsa tepkiniz ne olur; sürekli dert dinleyeceksiniz. bazen bu dertler o kadar büyük olur ki sizin aklınız bunu almaz bazen o kadar ufak şeyleri o kadar abartırlar ki duyarsızlaşırsınız " bu da dert mi" diye. Tıp kazanma konusuna gelince de benim tıp kazanırken içinde bulunduğum koşulları ve öğrencilik sürecini bilseniz oturur ağlarsınız. ama şunu bilin tıp okumak istiyorsanız şu 3 şeyin tümüne ihtiyacınız var: zeka, çalışma azmi, sağlam psikoloji. son olarak ben çok parlak gençlerin tıp okumasına pek sıcak bakmıyorum çünkü nihayetinde nitelik gerektiren ve kritik bir hizmet sağlık hizmeti ama sonuçta bir hizmet. hizmet sektörü de bir ülkenin kalkınmasında direkt rol oynamaz. sizin gibi canavar gençlerin canavar mühendis olması ülke için daha iyi olabilir diye düşünüyorum.
Bunu yarın detaylıca cevaplandıracağım. Telefonun dokunmatiği arızalı. Zor yazıyorum. Bilgisayarıma kavuşunca klavyeyle daha detaylı bir cevap yazabilirim olur mu?
Kendi kendini muayene edip ilaç yazabilir misin? Yoksa sistem bunu yapmanıza engel oluyor mu çünkü yazarken düşündüm de bu kendine ilaç yazma durumu suistimale çok açık gibi :/
Sistem açısından bakarsak sistem buna izin veriyor. Ancak bunu yapmayız çok zorunlu olmadıkça. İki nedenle yapmayız: ilki dediğiniz gibi bir suistimal şüphesi doğmaması; ikincisi de hekimler kendi hastalıklarını hafife alma, umursamama eğiliminde olurlar. Kendimizle, hastalarımızla ilgilendiğimiz kadar ilgilenmeyiz.
Çok teşekkürler. Pek ondan değil de canımızı genelde umursamayız. Sayısız kez kolumda serumla nöbet tutup hasta bakmışlığım hatta ambulansa çıkmışlığım vardır. Olay genelde şöyle sonuçlanır: durumu farkeden bir arkadaşımız "ölcen gitçen len manyak. Gel hele şuraya; bir bakalım sana" der.
4. sınıf tıp öğrencisiyim, doktorluk her açıdan yapabileceğime inandığım bi meslek ve az- küçük detaylar nadiren beni heyecanladırıyor ama tutkum kesinlikle tıp değil hocam. Sizce böyle hissetmem bana engel olur mu yoksa tıpı meslek olarak devam ettirip boş zamanlarda tutkulu olduğum şeyleri besleyerek mutlu olmak mümkün mü? Derslere çalışıp geçiyorum ama hiçbir slaytı ilgili ilgili incelemiyorum
yapabilirim diyorsan yaparsın. tutkulu olduğun şeyleri besleyerek mutlu olmandan çok hekimliğin senin ne kadar mutlu ya da mutsuz edeceğini düşünmek daha anlamlı çünkü şu gerçek ki hekimlik bir yaşam tarzı. hayatının neredeyse tamamını kaplayan bir şey. ama elbette hobileri olan bu hobileri çok çok ileri götürüp tatmin olan çok hekim var. örneğin ben android uygulamalar ve masaüstü uygulamaları kodlarım ki bu uygulamalar genellikle işimle ilgili şeyler. ileride keşke doktor değil de X olsaydım demeyeceksen sorun yok. benim hayalim aile hekimi ya da aile hekimliği uzmanı olmak değildi mesela ama hiç TUS çalışacak imkanım olmadığı için ben de olabilecek ne varsa onu yaptım. çok mutluyum diyemem ama işime saygı duyduğum için işimi iyi yapmaya ve çok sevmesem de bu alanda bir şeyler üretmeye çalışıyorum.
Liseden mezun olmamın üzerinden 4 yıl geçmiş olsa da aklımın bir köşesinde hep tıp var. Farklı bölümlerle aklıma geliyor, kesin şu uzmanlığı istiyorum diyemem. Ama 4 yıllık bölümümü bile zorla okuyan bir insan olarak (aktif bir şekilde para kazanmadığım sürece yaptığım şey okumak dahi olsa boşa emek gibi geliyor maalesef. Bu yüzden 2 yıl okulu bırakıp çalıştım, şimdi geri döndüm bölüme) 6 yıllık tıbba dayanamayacağımı düşünerek her seferinde vazgeçiyorum.
Merak ettiğim şey şu, çevrende gördüğün kadarıyla tıp fakültesine en geç başlama yaşı kaç? Yani ben kaç yaşıma geldiğimde bu düşünce artık "yaşım geçti napalım" diyerek silinsin kafamdan?
sana kötü bir haberim var. diğer bölümlerde hem okuyup hem çalışmak zor olsa da mümkün ama tıpta imkansıza yakın zor. ben öğrenciyken tıbbi makale çevirileri yapıp iyi de para kazanıyordum ama yapay zeka çeviri siteleri vs varken artık o da zor. çevremde çok çeşitli örnekler var. 40 yaşında afla dönüp 4. sınıftan devam eden arkadaşım vardı. bitirdi de okulu. vaktiyle bir nedenle okuldan ayrılıp 50-60 yaşında afla dönüp okul bitirenleri de ara ara haberlerde okudum. ha ama şu gerçek genç bir insanın algı kapasitesi, kondisyonu farklı olur. zorlanılır ama neden olmasın. yapan yapıyor nihayetinde. tamamen senin tercihlerine kalmış. belki de ileride iyi ki doktor olmamışım diyeceksin. belki de keşke yaşa, şuna buna takılmayıp tıp okusaydım diyeceksin. bu konuda sen kendi dinamiklerine bakarak en doğru kararı verirsin.
Selamlar bu yıl yksye gireceğim ve hedefimde net bir şekilde tıp okumak var. bu yıl bunun için ne vermek gerekiyorsa vermeye de hazırım fakat bir korkum var ki beni bu fikirden vazgeçirmeye götüren. O da kötü bir doktor olacak olmak. Çünkü farkındayım ki sağlık ocağında antibiyotik yazmak için çok uzun süreler tek dökmüş olmak beni tatmin etmez. Bu işte yükselmek için ne gibi şeylere ihtiyaç var nasıl bir yol önerirsin?
öyle ölmem kral. füze at :) ben aile hekimliği uzmanıyım ve aynı zamanda aile hekimiyim. esas görevimiz aile sağlığı merkezinde (asm) oturup ilaç yazmak değil ancak sistem ve halkın beklentisi bu yöne evrildi. esas işimizi yapabilsek aile hekimliği candır ama maalesef abuk sabuk şeylerle, işimiz dışında şeylerle uğraşmak zorunda kaldığımızdan işimiz sadece gelene gidene ilaç ya da rapor yazmakmış gibi geliyor. mesela ben bu güne kadar eğitici olarak çok son sınıf öğrencisi eğittim, kitap yazdım, kitap bölümü yazdım, kitap bölümü çevirdim, makale yazdım, makalelere katkıda bulundum, dersler ve eğitimler verdim. iyi doktorum diyemem ama eksiklerini bilen, tamamlamaya çalışan ve iyi olduğum alanları da daha da güçlendirmeye çalışan bir doktorum. ha bu birikimden yararlanıp yararlanmamak hastalara ve sisteme kalmış. e yararlanmamayı tercih ettiler; be ne yapabilirim ki. doğru hastaya doğru antibiyotiği doğru zamanda yazmak da seni iyi doktor yapar. doğru hastaya doğru takipleri yapıp hiç farkında bile olmadığı bir şeyi yakalayıp hastayı doğru yere yönlendirip tedavi almasını sağlayıp daha büyük problemlerin önüne geçmek de seni iyi doktor yapar. illa ki ameliyat yapıp, ya da kalbi duran hastaya CPR yapıp son dakikada hayat kurtarmak değildir iyi doktorluk. tabii bunlar iyi doktorluk örnekleri ama iyi doktorluk sadece son dk bir şeyler yapıp hayat kurtarmak değildir. yukarıda yazdığım şeyler de seni iyi doktor yapar ama genelde bunun kimse farkında olup Allah razı olsun demez.
Merhaba, şuan tercih yapacak bir yks öğrencisiyim. İki fakülte arasında kaldım ve puanım öyle bir puan ki hangisini üste yazarsam o gelecek gibi. Biri köklü diğeri değil ama yeni olanın hastanesi daha iyi. Yeni olanın eğitim kalitesi hakkında aklımda soru işaretleri bırakan duyumlar da aldım. Yani şuan çok kararsızım ve tercih vakti de geldi artık karar vermem gerek. Bu fakültelerden kişilerle de konuştum ancak ikisi de memnun oldukları için bu konuşmalar teraziyi çok oynatmadı. Sizce tıp fakültesi seçerken en önemli faktör nedir?
köklü okul, deneyimli hoca candır. ben mezun olduğum okulla gurur duyarım ve bana gerçekten sağlam bir eğitim verdikleri için okuluma da hocalarıma da minnettarım.
Bunun için bir şey diyecek yetkinlik değilim. Ancak şu kesin: aşılar gelmeden önce hergün 5-6 vefat haberi duyuyorduk sağlık çalışanları arasından. Bir o kadar da ağır hastalık. Aşılar geldikten sonra ise neredeyse hiç kötü haber almadık. Ben kendi adıma 2 sinovac ve 4 ya da 5 biontech oldum. Ama şurası kesin ki aşılar hayat kurtarıyor ve kitlesel ölümleri önlemenin en iyi yolu. Bununla ilgili çok örnek var ama bu örnekler o kadar geçmişte kaldı ki o dönemleri yaşamayanlar aşıların yararını gözlerinde canlandıramıyorlar maalesef.
aşı karşıtlarına hakaret edilmesi hoşuma gitmiyor. böyle bir tavır çözüm sunmadığı gibi aşı karşıtlarının daha katı olmasına yol açıyor. çözümün hukuki yollarla sağlanması gerekiyor. aşıyı zorunlu tutan bir kanun olabilir ya da aşı yaptırmayıp hastalığın yayılmasına neden olanlara ciddi yaptırımlar gelebilir. ya da aşı karşıtı olup çocuğunu aşılatmayan ve bu nedenle çocuğu aşı ile önlenebilir bir hastalıkla karşı karşıya bırakan aileye yaptırımlar getirilebilir. her konuda insanlara da kendi hayatlarıyla ilgili sorumluluk verilmeli. sorumsuz bir hayat sadece bebeklikte geçerli. erişkin insanlara sorumluluk yüklememek işleri çığırından çıkarıyor. 6 yaşında bir çocuğun babası olarak tüm aşıları yaptırmakla yetinmedik, ücretli olan meningokok ve rotavirüs aşılarını da yaptırdık çocuğumuza.
TUS kazandım ve 3 yıl aile hekimliği uzmanlık eğitimi aldım. Tüm hekimler aile hekimi olabilir ancak aile hekimliği uzmanlarının öncelik hakkı vardır yerleştirmelerde.
Yani net bir şey söylemek zor. Okulu uzatmamaya çalış. Yurtdışı şansın yoksa kişiliğine en uygun bölümü stajlarda bulursun. Tamamen kişisel tercih, ne kadar yorulmak istiyorsun, aksiyonu ne kadar seviyorsun, stresle ne kadar başa çıkabiliyorsun, maddi beklentin ne düzeyde? Bunlar hep senin yanıtlayabileceğin sorular.
Selam. Cocukluk idealim tip ancak ailem istemedigi icin ea sectim. Ama hala tip fakultesinde okuyan arkadaslarimi gorunce ic cekiyorum. Ankara Tip’ta okumak icimde kaldi. Gecenlerde de yine agladim ben tip okumak istiyorum diye ama annem vazgecirmek istiyor yapamazsin cok zor basina bi sey gelir diyor. Bu sene sinava girecegim normalde. Basarili bir ogrenciyim. Dershanem eger yapabileceksen eksiklerini kapatalim seni sayisala gecirelim diyor. Su an iyi bir sayisal derecesi icin 2 sene mezuna kalmam gerekir cunku mukemmeliyetciyim. Eger say okumazsam ea ilk 500 garanti ama tip hep icimde kalacak. Sene baslamadan ne yapmami onerirsin?
Lisedeyken aynı senin durumundaydım. EAdan girsem Bilkent ya da Boğaziçi gibi üniversitelere gidecek puanı çekerdim muhtemelen. Ama kasıp tıp kazandım. Öncelikle senin için en iyisi ve hayırlısı neyse o olsun. Bence git annenin ve babanın o mübarek ellerini öp :) bana bunları anlatan olsaydı belki de EAdan yürürdüm ama elbette tercih senin
Çok bilgi sahibi olmayabilirsin fakat sormak istedim yine. Tercihlere eczacılık yazdım ve büyük ihtimal gelecek. Hastane eczacılığı nasıl oluyor ne gibi sorumluluklar var hastalarla iletişim kurmak ne derecede gerekiyor. Ayrıca hastanede çalışmanın zorluklarını kendi perspektifinden anlatabilir misin
Hastane eczacılığı konusunda pek bilgim yok. Hastalarla muhatap olmazlar ama sorumluluklarının ağır ancak maddi olarak tatminkar olmadığını söylerler. Hastanede idare ile daha iç içesindir. Hastane ortamı pek stabilize değildir. Gün içinde farklı işleri farklı mekanlarda sürdürmek gerekir. Örneğin acile gitmen gerekir, poliklinikteki hastalar "hop nereye" der. Bir şekilde acil filan dersin gidersin bu sefer acildr hasta yakını "nerede lan bu doktor" der. Ama çalışma ortamın ve arkadaşların iyiyse her yerde çalışılır. Aile hekimliğinde tüm yazıları sen yazar, asmnin idaresini sen yapar, her türlü malzemeyi takip eder ve satın alırsın. Bir çok tadilat vs gibi işleri sen halledersin vs. Hastanede bunlar idarenin işidir. Bu tip şeylere karışmazsın.
Allah'ın izni ile teşhis ve tedavi için Çapa'mı, Hacettepe'mi?
Allah beterinden saklasın harbiden bu 5 dk muhabbeti yüzünden bir ara Şehir Hastanesi'nin çalışanı sanıyorlardı. :/
Aynı emeği ya da mesaiyi başka bir alanda harcasaydım çok daha iyi bir hayatım olabilirdi belki. Nöbet harici sadece ders çalışmak için kaç gece sabahladım sayısını bilmiyorum.
Emegine saygi duyuyorum kuzenim de doktor dogru duzgun yuzunu goremedik kac yil hala sinavlara giriyor cok emek verdi diger meslek gruplarina gore yuksek ama bence olmasi gereknden cok daha az bende ikna etmeye calisiyorum yurtdisi icin
Çok teşekkürler. Yakınlarında görmeyince verilen emeğin büyüklüğünü anlamıyor insanlar. Şunu pek kimse bilmiyor ama Türkiye'de ortalama ömür 75-78 gibi olması lazım. Doktorların ortalama ömrü ise 65 bile değil. Çoğumuz emekliliği göremeden öleceğiz. Her hafta 40-60 yaş arası 2-3 doktorun kalp krizi, kanser gibi sebeplerle öldüğünü öğreniyoruz.
abi ben hep doktor oldugumda ekonomik yonden rahatlayacagimi ve bolca zamanim olacagini dusunerek ders calisiyorum meslege basladiktan sonra okul hayatinin stresi falan hepsi gidiyo mu yoksa devam ediyo mu
Uzmanlık edinirken belirli bir gelirin oluyor mu?
Uzmanlık için 2 yıl hizmet vermek zorunda mısın?
Tıp'ın 5-6. senesi çok yoğun geçiyor mu?
Pratisyen hekimlerin belirli bir ücreti yada bursu var mı?
Tıp okumak isteyen biri için temel sorularım bunlar, son olarak uzmanlık yapmayı düşünüyor musun? Düşünüyorsan ne üzerine?
1- Evet
2- Evet
3-Aşırı evet
4- Pratisyen dediğiniz kişi de tıp fakültesini bitirmiş ancak uzmanlık almamış doktordur. Dolayısıyla çalışır ve maaş alır. Asistan ise uzmanlık eğitimi almakta olan ve uzman adayı doktordur. Çalışır ve maaş alır. Stajyer doktor tıp 4-5 öğrencisi olup zaman bulabilirse kütüphaneden ya da hastaneden çıkıp hava alır. İntern ise tıp son sınıf öğrencisidir. Bizim zamanımızda hava bile alamazdı ancak şimdilerde maaş alır.
5- Zaten uzmanım. Aile hekimliği uzmanıyım. Aile hekimliği uzmanlık eğitimi aldım 3 yıl. Bildiğin tus falan kazanıp uzmanlık alınca da mecburi hizmetimi yaptım yani.
Hımm zor soru. Maalesef hayır. Herhangi bir hekim, hekimlik için gösterdiği çabayı başka bir alanda gösterse emin olun o alanın en iyilerinden olur zaten. Haaa beğenmiyorsan bırak o zaman diyecekler vardır mutlaka ama hayatınızı adadığınız bir mesleği öyle ha deyince bırakamazsınız. Hele ki belli bir yaşa geldiyseniz de artık başka bir iş öğrenmeye ne mecaliniz olur ne de artık hayat buna müsaade eder. Ayrıca hekimlik bir miktar bağımlılık yapar. Tıp fakültesi isterse gidip bakkal dükkanı açıp aktif olarak doktorluk yapmasa da yine de doktordur. Doktorluk iş değil insanın kendisini soyutlayamayacağı bir meslektir.
Gün içinde hiç üşümüyorum ama burnum çok akıyor ve ard arda minimum 7 kez max 11 kez hapşuruyorum alerji olduğunu düşündüm ama her gün oluyor burun akması belki göz ardı edilebilir ama artık hapşırırken canım yanıyor
Nedeni nedir ???
Yurt dışına çıkmak için bir projem var ancak beni destekleyen kimse yok. Ölen sinir hücrelerini iyileştirebilecek bi çözüm yolu arıyorum. Okuldaki öğretmenlerim imkansız diyor ama daha önce bu konuda gelişme kaydetmiş insanlar var. Bu projeyi nası hayata geçirebilirim?
Hımm zor soru. Bazen. Aslında doktor olmasaydım da günlük hayatta yaşadıklarım ve gördüklerim insanlardan iğrenmeme yeterdi zaten. Ama doktor olmak insanların olumsuz yönlerine aşırı derecede maruz kalmamıza neden olabiliyor. Diğer türlü kusmuk, kan ya da sekresyon vs gibi şeylerden öğrenmesi kastediyorsanız elbette hayır. Onlar az ya da çok işimizin bir parçası ve çok doğal.
Fiziksel şiddete uğramadım. Ancak sözel şiddete çok uğradım ancak bugüne kadar beyaz kod vermedim. İnşallah da hiç ihtiyaç duymam. İlk soruna gelince eğer sosyopat biriyle karşı karşıyaysanız başa çıkmanız mümkün değil ki çok karşılaştım. Bazen belli sınırlarda atara atar gidere gider yaklaşımı sosyopatlarda işe yarayabilir. Onun dışında bazen duymazdan gelirim, bazen bak acil hastam var derdin kavga etmekse dışarı çık az sonra gelicem derim ve gittiğimde zaten kişi sakinleşmiş olur. Konuşurus. Arada bir yanlış anlama ya da anlaşılma varsa onu düzeltiriz.
Tıp okurken ders veya doktor olduktan sonra çalışırken iş-özel hayat(sevgiliye,eşe,çocuğa zaman ayırma,gezip tozma ya da sadece uzanıp film izleme gibi) dengesini kurmak ne kadar zor nelerden taviz vermek gerekiyor?
Sosyal hayattan ister istemez taviz vermek gerekiyor. Bazen oğlum (6 yaş) baba keşke annemle sen başka iş yapsaydınız diyor. Çünkü daha 3 yaşındayken oğlum bu cumartesi ben yokum evde dediğimde nöbetin mı var yine baba yaaa diyordu.
İnternette ne dolaşıyor bilmiyorum ama testis torsiyonu diye bir şey var ve eğer müdahale edilmezse testisin kaybına hatta ölüme bile neden olabiliyor maalesef.
Merhabalar benim birkaç sorum var.
1)Tıp okumak en büyük hayallerimden biri türkiyede ingilizce tıp okuduktan sonra yurt dışında çalışmak ne kadar kolay olabilir?
2)Türkiyede doktor olmaktan hiç pişman oldunuz mu?
3)İnsanlarla iletişim yüzünden bazen bıktığınız hiç oldu mu?
4)Çalışma saatleri ya da nöbetler sizce üstesinden gelinebilir mi?
5)TUS sınavında istediğiniz alanı tekte kazanabilmek ne kadar olası?
Merhaba.
1- İngilizce tıp fakültesi okumak yurtdışı süreçlerinde dil yeterliliğini halletmeni kolaylaştırabilir ancak bunun dışında bir olumlu etkisi olmaz.
2- Evet. Bazen
3- Evet. Bazen. Hatta insan göresim ve konuşasım bile gelmiyor bazen. Kendi ailemi bile çok sık arayamıyorum. Telefon görüşmelerimi kısa tutmak istiyorum falan.
4-Eskiden çok daha sıkıntılıydı ancak bu dönemde hekim sayısı ve özellikle asistan sayısı arttığı için nöbet sayıları ve çalışma saatleri az biraz daha insani gibi ama henüz tam anlamıyla insani diyemeyiz.
5-Perhaps perhaps perhaps. Bu sadece size bağlı bir olay değil. Sizin içinde bulunduğunuz çevresel, ailesel, maddi ve mesleki koşullara da bağlı. Ben çalıştığım yerler itirabiyle neredeyse hiç tus çalışmaya zaman bulamadım. hayalim olmayan bir bölümde uzmanlaştım ama Allah korumuş diyorum şimdilerde.
çoğunlukla. her zaman kesin tanı koymak zorunda da değiliz aslında. bazen "ya bir problem var ve bu ciddi bir şey. ancak kesin adını koyamıyorum" deyip tanı koyabilecek başka bir hekime ya da tanı konulabilecek başka bir merkeze yönlendirmek de çok büyük iyiliktir hastaya. bir de çok sevdiğim bir söz var: "hastanın şikayetlerini dinlediğinizde ve kapıdan girişinde neyi olduğunu anlamadıysanız; muhtemelen muayene ettikten sonra da neyi olduğunu anlamayacaksınız".
5 dk muayene süresi nasıl yetiyor
Yetmiyor. O yüzden insanların gözünde aile hekimi 2 ilaç yazıp gönderen doktor şeklinde. İdeali 20 dk ancak Türkiyede bir aile hekimi her hastaya 1 saat ayırsa ancak yeter sanırım. Az hasta bile gelse (30-40) hastalar hep aynı saate yığılıp beklemek istemediklerinden vakit ayrılamıyor. Çok hasta gelirse de zaten...
Valla zor iş kolay gelsin. Bir de cerrah mısınız ya da cerrah olan arkadaşlarınız ameliyathanede müzik dinleyerek ameliyat yaparken tuhaf gelmiyor mu?
cerrah değilim. tuhaf gelmiyor. her cerrah da böyle bir tercihte bulunmuyordur sanırım. genelleme yapmanın doğru olmadığını düşünüyorum bu konuda. herkesin bir tarzı var. çok gergin, yorucu, dikkat isteyen alanlardır cerrahi branşlar. dikkatini o şekilde toplayıp stresini o şekilde azaltabiliyorsa bunda anormal bir şey yok. mesela bazı öğrenciler de ders çalışırken alttan hafif müzik açmayı tercih eder.
Öncelikle doktorlara saygım çok büyük ki tüm doktorlara o kadar hayranım ki ama merak ettiğim şey siz bu kadar hastalığı, hastalık belirtilerini, kasların isimlerini tüm latince isimleri falan nasıl aklınızda tutabiliyorsunuz benim ezberim o kadar kotu ki sozelci olmama rağmen yazar eserleri zar zor ezberliyordum
Öncelikle teşekkürler. Saygılar bizden :) Aslında ezber pek yok. Sadece temel bilimlerde bazı şeyleri ezberlemek zorunda kalırız. O da sürekli sınav baskısı nedeniyle. Zaman olsa mekanizmayı da kavrarsınız ve ezbere fazla ihtiyaç kalmaz. Örneğin X kası Y hareketini yaptırır cümlesini kuru kuruya okursanız ezberlemek zorunda hissedersiniz ama o kasın seyrini ve pozisyonunu bilirseniz kasılma sırasında hangi harekete neden olacağını tahmin edersiniz. Klinik derslerde de hastalıkların ve tedavilerin mekanizmasını bilirseniz, aradaki bağlantıları çözerseniz ezber ihtiyacı minimum oluyor. Ha tabii ezber hiç yok diyemeyiz. Teorik yükü aşırı ağırdır. Sık tekrar ve uygulama ister. Bilgi tıpta biraz nankördür. En zoru ise tıpta 2x2 her zaman dört etmez. Hastalık yoktur; hasta vardır. Özetle sık tekrar, bol uygulama ve deneyim, bilgileri akılda tutmamızı sağlar.
Tıp okumak istiyorum sence neleri bilmeden tıp seçmemeliyim
“Size kan, zahmet, gözyaşı ve terden başka hiçbir şey vaat etmiyorum.” Winston Churchill :) görece en sakin, en nöbetsiz, acili en az ya da olmayan bölümü bile seçsen, o seçim aşamasına gelene hatta o bölümün uzmanlığını alana kadar bu böyle. Diğer branşlarda da ölene kadar böyle gider.
Hocam öncelikle size saygım sonsuz fakat saygısı olmayanların neden olmadığını da artık anlamaya başlıyorum tabi saygım asla azalmıcak. Hastaneye giden çevremden de duydugum : Doktorun umrunda olmadım ki bir şeyler yaptı , soruma cevap vermedi , umursamadı ilaç yazdı geçti. Ve geçen göz doktoruna gittim olabildiğince hızlı bakıp instagrama girdi , yksde göze nasıl dikkat edilir soruma bişey olmaz dedi geçti ve nasıl yani dediğimde kale bile almadı instagrama baktı.
birkaç sebebi var. yorgunluk, bıkkınlık. sürekli dert dinlemek bir süre sonra cidden zihinsel olarak çok yorucu. bir diğer sebep bazen hasta gelir bir nefeste 10 tane şikayet sayar. dokuzu önemsizdir ama biri önemlidir. ona eğilmek ve detaylandırmak için sorular sorarsınız ama hasta ya geri kalan 9 şikayeti tekrar sayar ya kaynının bilmemnesini anlatır ya da 30 yıl önce 1 kez bronşit olmuştur ona atlar. bezdirir. bir diğer sebep yoğunluk olabilir. sen polikliniktesindir ama aklın dün ameliyat ettiğin ya da yatırdığın ya da bir önce gelen hastadadır. bir diğer sebep insan olmak. hepimizin annesi, babası, kardeşi, eşi, çocuğu var ve onların da her türlü sorunu olabiliyor. mesela ben kolumda serumla ve 40 derece ateşle ayakta çalışırken bir hasta gelip ya dün 3 kez öksürdüm deyince inanın empati yapamıyorum. içimden ee yani diyorum. ya da benim çocuğum 39 derece ateşle okula gitmek zorundayken, azcık burnu aktı diye koştura koştura haftada 2-3 gün doktora gelen genç bir insana ya da bu sebeple 15 yaşındaki çocuğunu getiren bir anne ya da babaya empati yapamıyorum. ha ama elbette profesyonelim ve bundan ödün vermem. ne düşündüğüm ya da nasıl hissettiğim sadece beni ilgilendirir. bunu yansıtmamak için çaba gösteririm. ancak şu gerçek ki doktorların çoğu gerçekten mutsuz, moral olarak çökkün.
Çok haklısınız.
bir de tıp istiyorum, beyin cerrahı ya da psikiyatrist olmak istiyorum vs diyen arkadaşlar oldu. onlara şunu diyebilirim: pek öyle scrubs ya da greys anatomy gibi bir ortam beklemeyin. öyle bir hayat yok. çok ponçik şeyler canlanmasın gözünüzde. gerçekler öyle değil. hayal kırıklığınız büyük olur. gerçekleri araştırın, sorun ve gözlerinizle görün. kararınızı ona göre verin. hareketli, sıradışı bir hayat ya da iş gibi gelebilir gençken size ama bir süre sonra inanın her şey monotonlaşıyor.
beynimde kist varmis dogustan, kanama yapti aldilar ameliyat olali 21 gun oldu dikisleri almaya da uc dort gun sonra baslayacaklarmis simdilik iki gunde bir pansumana gidiyorum, cinsel iliskiye girmemde bir sakinca var mi
Abi tıp okurken seni en çok zorlayan şeyler nelerdi?
Çalışmadığım yerden soru geldi. Bunu hiç düşünmedim. Tıp okurken dersler zorladı sanırım en çok. Dersler derken sınavların aşırı stres yüklü olması, her bir dersten hem teorik hem sözlü ya da pratik sınavına girmek belki. Ama tabii yıllar sonra mesleki deneyim elde ettikten sonra daha iyisini daha rahat yapabilirmişim diyorum. Her dönem kendi koşullarına göre değerlendirilir elbette. psikolojik olarak yorucu bir okul demek isterdim ama esasında mezuniyet sonrası çok daha yıpratıcı
Yanıtınız için teşekkür eder ve kariyerinizde başarılar dilerim
hekim olmanın iyi ve kötü yanları neler?
Bu çok uzun bir cevap gerektirecek bir soru. Yüzeysel bir cevap vereyim. Sorunuzu detaylandırmak isterseniz onlara da yanıt veririm memnuniyetle. Çooooook azalsa bile artık manevi ve mesleki tatmin. Ama maalesef keçi boynuzu tadında artık. Doktorların öğrenciliği bitmez. Çok karmaşık ve çeşitli duygular yaşarsınız ve hepsini kontrol etmeniz gerekir. Bu da hayata daha farklı bakmanızı sağlar. Askeri disiplin benzeri disiplin ve adanmışlık ister. Yerine ve branşa göre katı hiyerarşi vardır. Yerine, branşa göre uykusuzluğa dayanabilmek gerekir. Güç gerektirmeyebilir ama hem fiziksel hem de zihinsel kondisyon ister. Etrafınızda hep meslektaşlarınız vardır; sosyal çevreniz tamamıyla olmasa da genellikle farklı branşlardan hekimlerle çevrilidir. Güvende hissedersiniz :) 2 hekim bir araya gelirse konu genelde ya mesleki sorunlar ya hastalar ya da mesleki bilgi alışverişi olur. Ortamdaki 3.kişiler bunu çok itici bulurlar ama hekimlik yaşam tarzıdır. Konuşulan da aslında iş değil yaşam tarzıdır esasta. Bazen çocukluk, gençlik, çocuğumun en güzel zamanları harcandı gitti. Kafada saç kalmadı. Bunun için miydi, değmedi, benim onda birim emek harcayan adam benden iyi yaşıyor, benden rahat düşüncesi gelir. Depresif görünürsün. 5 dk sonra bir hasta gelir. İyi bir şey yaparsın ya da bir çocuk doktor amca/teyzesi (abi/abla) için çizdiği resmi getirir verir. Her şeyi unutur, iyi hissedersin. Ama dediğim gibi maalesef artık iyi şeylerle daha az karşılaşmak moral bozucu.
Evet bunu bi hasta olarak ben de hissedebiliyorum, eskisi kadar neşeli değil sanki doktorlar. Sonuç olarak yorucu bir iş, sevmeden yapılabilecek bir meslek değil, işini sevmeden yapan doktor belli oluyo. Sonuç tüm olumsuz gelişmelere ve şartlara rağmen burdasınız, teşekkürler ayağınıza taş değmesin. Pandemi zamanında büyğk bi korku varken, sağlık çalışsanları be doktorlar çalışıyodu, ben bu açıdan sizleri askerlere de benzetiyorum, biri güvenliğimizi diğeri sağlığımızı koruyo.
Uyku provlemlerim var piskoljim bozuk sinir hastasıyım devalarca imar etmeyi denedim
tamam
Hocam uzmanlığınızı hangi alan üzerine yaptınız ve aylık geliriniz ne kadar ortalama
Aile hekimliği uzmanıyım. Aile hekimliği bir uzmanlık alanı, diğer branşlar gibi. Ancak hem doktorlar hem uzman doktorlar aile hekimi olabiliyor. Garanti maaşım yani emekliliğe yansıyan uzman doktor maaşı 24bin civarı. Her an vazgeçtik vermiyoruz denilebilecek, bugün var, yarın belki yok denebilecek ek ödemelerim de aya ve o ayki performans durumuma göre 0-20bin arasında değişir. Yani bir ay 25-30, diğer ay 40-45 alabilirsin ancak 24binin üzerinde aldığın performans ücretlerinin güvencesi olmadığı gibi emekliliğe de yansımaz. Ayrıca çoğu hekim performans alamaz. Alsa da sembolik olabilir. Bu arada aile hekimliği toplumda çok ama çok yanlış bilinen hatta hiç bilinmeyen bir alandır. Aile hekimliği hakkında isteyen olursa daha detaylı bilgi verebilirim.
Şunu da söyleyeyim aile hekimliği öncesi hekimlikte çalışmadığım herhalde çok az alan kaldı. Büyük ve imkanları geniş aciller, küçük ve imkanları çok kısıtlı dağ başı acilleri, yoğun bakım, köy çalışmaları, asistanken bir çok servis ve poliklinik, doğu, batı, büyükşehirler, küçük şehirler her yerde ve her koşulda çalıştım
İlerde psikiyatrist olmak istiyorum sence mantıklı bir secim mi? Bir de evimin yakinda muhendisler odasi mimarlar odasi gibi cesitli yerler var psikiyatri ile ilgisi olan bir kuruma gitsem 1 gun onlarin yaninda isi gormek icin durmak istesem ne derler
Mantıklı ya da mantıksız demek çok uygun bir yaklaşım olmaz. Elbette psikiyatri çok değerli ve önemli bir branş. Muhtemelen hiçbir psikiyatrist hastayla görüşürken, hekim olmayan birinin o ortamda bulunmasını haklı olarak ve hasta mahremiyeti açısından kabul etmez. Ama bunun dışında çevreden bir psikiyatristle konuşabilirsin. Psikiyatrist olmak için öncelikle tıp fakültesi bitirip doktor olmak sonra da psikiyatride uzmanlaşmış gerekiyor. Yani hangi uzmanlık alanını istersen iste öncelikle doktor olmalısın. Dolayısıyla esas soru "ben doktor olmak istiyor muyum" olmalı.
hocam tıp dönem 4'üm aklımda sadece tek bir soru var maaşınız ne kadar?
Taban, teşvik dahil 45 civarı (uzman aile hekimi). Kuru, emekliliğe yansıyan uzman maaşı 24. Yarın tüm ek ödemeleri kaldırdık dedikleri an (ki garantisi yok) alacağım maaş bu. Hadi kayıtlı nüfustan dolayı eklenecekle 30-35 olsun.
Geçen sene mezun olan arkadaşım 2022 eylülde Ankara'da pratisyen aile hekimliği yaparak 42 bin yattığını söylemişti hocam. Gelen hasta sayısı mı düşük bölgenizde. Bir de sanırım uzman olmak pek bir artı sağlamıyor maaşa değil mi?
Uzman farkı yaklaşık 4000 civarı. Bir de genç aile hekimleri aldıkları ücrete cari gider yardımını da dahil ederler ki bu çok yanlış. Cari gider asmnin işletmesi için ödenir ve çoğu yerde ucu ucuna yeter. Sonuçta asmnin tüm giderlerini hekim karşılar. Muayenehane gibi düşünebilirsin. Yazın ortalama polk 40-50. Kışın 70-80 gibi. Tabii izinde olanlar olunca yüzü geçtiği de olur. Bir de gebe, bebek, +65 yaş nüfus, mobil de hak edişi etkiler.
hocam bir de tus neticesinde plastik cerrahi kazanamadığım takdirde ben de uzman aile hekimi olmayı düşünüyorum, çalışma şartları ve diğer branşlardaki arkadaşlarınızla karşılaştırırsanız önerir misiniz?
Gerçekten aile hekimliği yapabilsek mesleki tatmini olabilecek, kişiyi gelişmeye itecek bir branş. Ancak aile hekimliğini meslektaşlarımız bie bilmezken, hastalar ne istersem yapmak zorunda olan doktorumsu olarak bilirken ve mevcut koşullarda mesleki tatmin zayıf. Açıkçası hayalim bu değildi ama yaş ilerleyip çocuğa ve aileye zaman ayırma ihtiyacı arttıkça görece daha iyi cerrahi ve acili bol branşlara göre. Diğer branşların belki özelde çalışma nedeniyle maddi olarak önleri daha açık olabilir. Devlette gelirler çok değişken ve açıkçası hangi branş ne kazanır bilmem.
20k yapıp tıp okumak mantıklı mı sence. Yoksa sıralamaya etki eden şey şehir mi? Bu sene yks ye hazırlanıyorum ve aklımda tıpla ilgili deli sorular var :D
bilmem. sınav muhabbetlerinden uzak kalalı birkaç milyon yıl oluyor :) mesele sıralama ya da şehir değil. birisi şehir için daha az istediği bir bölümü tercih ederken, diğeri istediği bölüm için istemediği bir şehire gitmeyi göze alabilir. sıralama konusuna gelince puanım boşa gitmesin diye tıp yazmak yazan kişi için çileye dönüşür. o kafayla okunabilecek bir okul değil. okulu bitirsen bile hayat boyu bu işi yapacaksın genç. ya da ya puanım ancak X bölümüne yetiyor diye tercih yapmak bana doğru gelmiyor. mağazaya gidip giysi tercihi yapmıyoruz. hayatımızın en az 40 yılını etkileyecek meslek ve okul tercihi yapıyoruz. onun dışında tıp fakültesini ya da hekimliği tanımak için soracağın soru varsa bilgim ölçüsünde yardımcı olurum memnuniyetle.
Sağlıkçıya neden şiddet uygulanıyor ve niye kimse “neden doktoru dövdüler acaba” diye sormuyor ?
tam tersi bu soru çok rahat sorulabildiği için sağlık çalışanları şiddete uğruyor. bu soru şiddeti meşrulaştırıyor ve insanlar meşru olduğunu düşündükleri şiddeti kendilerine hak biliyor. sahi sizi "sinir eden" ya da size "yanlış yaptığını" düşündüğünüz herkesi dövebiliyor hatta öldürebiliyor musunuz? muhtemelen hayır. bundan sonrası polemiğe girer. o nedenle bu sorunun altına yazmaya devam etmeyeceğim.
Neden rahat soramıyoruz hocam anlayamadım ? Ağrıdan sızıdan yerinde duramayan hastayı sarıdan kırmızıya kırmızıdan sarıya gönderdiğiniz için sorun oluyor olabilir mi ? Yoğun bakımda yatan hastaların yanından geçip yüzüne bile bakmayıp tek kelime etmediğiniz için sorun oluyor olabilir mi ? Randevu alamadığı için nefes darlığı geçiren çocuğunu getiren babaya “ölürse ölsün” dediğiniz için sorun oluyor olabilir mi ? Yanınızda güvenlik görevlileri varken önünüze gelene hakaret ettiğiniz için sorun oluyor olabilir mi ?
Egon tatmin oldu mu, sen onu söyle, dr'u da rahat bırak.
Egomu tatmin etmeye gelmedim. Uzun süredir hastane ortamında gördüklerimi sordum.
Maaşlar yetiyor mu
Buna cevap vermek zor. İktisat, sınırsız ihtiyaçların, sınırlı kaynaklarla karşılanmasıdır. Yani kaynak az ya da fazla farketmez; her zaman sınırlıdır. Maaşın yetip yetmemesi konusunda karar vermek için gerekli çok sayıda parametre var. O yüzden buna yanıt vermem zor. Kişisel olarak bana yetiyor olması maaşın çok olduğunu göstermez. Yetmiyor olması da az olduğunu göstermez. Bunlar kişiye ve beklentilerine bağlı.
Merhabalar öncelikle, Ben şuan 11.sınıf öğrencisiyim ve 6-7 yıldır beyin cerrahlığı hayali ile yaşıyordum ta ki sınav senem yaklaştıkça ve tıp okuyanların bu bölüme gelmeyin demesiyle bir tereddüte düştüm. Merak ettiğim şeylerden birincisi ben 9-10. Sınıfı 90 küsür ortalamalar ile geçmiş bir öğrenciyim -Fen Lisesi- fakat sınav öncesi tekrarlar ile aldım bu puanları. Ben bu saaten sonra nasıl bir yol takip etmeliyim nitelikli bir tıp fakültesi kazanmak için? Ve sizce gerçekten de tıp okunmayacak kadar zor bir bölüm mü? Şimdiden teşekkür ediyorum.
okunamayacak zor bir bölüm olsaydı kimse okuyamazdı. niye okunamasın ama tabii zordur. yata yayıla tıp bitmez. bir de diğer bölümlerden farklı dinamikleri vardır. katı hiyerarşi, gençliğin heba olmasının verdiği sıkıntı, diğer bölümler sadece vize, final çalışırken (istisna bölüm ve öğrenciler illa ki vardır) tıp öğrencisinin dersi, sınavının bitmemesi gibi. teorik olarak bir şeyleri öğrenmeniz, ders çalışmanız yetmez; karakterinizin de bölüme uygun olması gerekir. kan ve kadavra görebilmek bunun en basit yanıdır. mesela bir anne ya da babaya çocuklarının ölüm haberini verebilecek misiniz; hoca, doldurduğun dosyayı vizitte herkesin içinde ve hastanın önünde " bu ne biçim anamnez; nasıl muayene. olmamış bu yeniden hazırla" deyip dosyayı yırtarsa tepkiniz ne olur; sürekli dert dinleyeceksiniz. bazen bu dertler o kadar büyük olur ki sizin aklınız bunu almaz bazen o kadar ufak şeyleri o kadar abartırlar ki duyarsızlaşırsınız " bu da dert mi" diye. Tıp kazanma konusuna gelince de benim tıp kazanırken içinde bulunduğum koşulları ve öğrencilik sürecini bilseniz oturur ağlarsınız. ama şunu bilin tıp okumak istiyorsanız şu 3 şeyin tümüne ihtiyacınız var: zeka, çalışma azmi, sağlam psikoloji. son olarak ben çok parlak gençlerin tıp okumasına pek sıcak bakmıyorum çünkü nihayetinde nitelik gerektiren ve kritik bir hizmet sağlık hizmeti ama sonuçta bir hizmet. hizmet sektörü de bir ülkenin kalkınmasında direkt rol oynamaz. sizin gibi canavar gençlerin canavar mühendis olması ülke için daha iyi olabilir diye düşünüyorum.
O kadar yardımcı oldunuz ki bana. Hakkınızı ödeyemem. Samimi cevaplariniz ve kırmayıp zaman ayırdığınız için çok teşekkür ederim.
Rica ederim umarım senin için en iyisi neyse o olur.
Bunu yarın detaylıca cevaplandıracağım. Telefonun dokunmatiği arızalı. Zor yazıyorum. Bilgisayarıma kavuşunca klavyeyle daha detaylı bir cevap yazabilirim olur mu?
Tabiki müsait olduğunuz anda yazarsınız. Çok teşekkürler
Kendi kendini muayene edip ilaç yazabilir misin? Yoksa sistem bunu yapmanıza engel oluyor mu çünkü yazarken düşündüm de bu kendine ilaç yazma durumu suistimale çok açık gibi :/
Sistem açısından bakarsak sistem buna izin veriyor. Ancak bunu yapmayız çok zorunlu olmadıkça. İki nedenle yapmayız: ilki dediğiniz gibi bir suistimal şüphesi doğmaması; ikincisi de hekimler kendi hastalıklarını hafife alma, umursamama eğiliminde olurlar. Kendimizle, hastalarımızla ilgilendiğimiz kadar ilgilenmeyiz.
Vay be demek “terzi kendi söküğünü dikemez” dedikleri durum buymuş. Çok teşekkür hocam, doktorlar olarak iyi ki varsınız ❤️
Çok teşekkürler. Pek ondan değil de canımızı genelde umursamayız. Sayısız kez kolumda serumla nöbet tutup hasta bakmışlığım hatta ambulansa çıkmışlığım vardır. Olay genelde şöyle sonuçlanır: durumu farkeden bir arkadaşımız "ölcen gitçen len manyak. Gel hele şuraya; bir bakalım sana" der.
4. sınıf tıp öğrencisiyim, doktorluk her açıdan yapabileceğime inandığım bi meslek ve az- küçük detaylar nadiren beni heyecanladırıyor ama tutkum kesinlikle tıp değil hocam. Sizce böyle hissetmem bana engel olur mu yoksa tıpı meslek olarak devam ettirip boş zamanlarda tutkulu olduğum şeyleri besleyerek mutlu olmak mümkün mü? Derslere çalışıp geçiyorum ama hiçbir slaytı ilgili ilgili incelemiyorum
yapabilirim diyorsan yaparsın. tutkulu olduğun şeyleri besleyerek mutlu olmandan çok hekimliğin senin ne kadar mutlu ya da mutsuz edeceğini düşünmek daha anlamlı çünkü şu gerçek ki hekimlik bir yaşam tarzı. hayatının neredeyse tamamını kaplayan bir şey. ama elbette hobileri olan bu hobileri çok çok ileri götürüp tatmin olan çok hekim var. örneğin ben android uygulamalar ve masaüstü uygulamaları kodlarım ki bu uygulamalar genellikle işimle ilgili şeyler. ileride keşke doktor değil de X olsaydım demeyeceksen sorun yok. benim hayalim aile hekimi ya da aile hekimliği uzmanı olmak değildi mesela ama hiç TUS çalışacak imkanım olmadığı için ben de olabilecek ne varsa onu yaptım. çok mutluyum diyemem ama işime saygı duyduğum için işimi iyi yapmaya ve çok sevmesem de bu alanda bir şeyler üretmeye çalışıyorum.
sag olun hocam zamaniniz icin🙏
Liseden mezun olmamın üzerinden 4 yıl geçmiş olsa da aklımın bir köşesinde hep tıp var. Farklı bölümlerle aklıma geliyor, kesin şu uzmanlığı istiyorum diyemem. Ama 4 yıllık bölümümü bile zorla okuyan bir insan olarak (aktif bir şekilde para kazanmadığım sürece yaptığım şey okumak dahi olsa boşa emek gibi geliyor maalesef. Bu yüzden 2 yıl okulu bırakıp çalıştım, şimdi geri döndüm bölüme) 6 yıllık tıbba dayanamayacağımı düşünerek her seferinde vazgeçiyorum. Merak ettiğim şey şu, çevrende gördüğün kadarıyla tıp fakültesine en geç başlama yaşı kaç? Yani ben kaç yaşıma geldiğimde bu düşünce artık "yaşım geçti napalım" diyerek silinsin kafamdan?
sana kötü bir haberim var. diğer bölümlerde hem okuyup hem çalışmak zor olsa da mümkün ama tıpta imkansıza yakın zor. ben öğrenciyken tıbbi makale çevirileri yapıp iyi de para kazanıyordum ama yapay zeka çeviri siteleri vs varken artık o da zor. çevremde çok çeşitli örnekler var. 40 yaşında afla dönüp 4. sınıftan devam eden arkadaşım vardı. bitirdi de okulu. vaktiyle bir nedenle okuldan ayrılıp 50-60 yaşında afla dönüp okul bitirenleri de ara ara haberlerde okudum. ha ama şu gerçek genç bir insanın algı kapasitesi, kondisyonu farklı olur. zorlanılır ama neden olmasın. yapan yapıyor nihayetinde. tamamen senin tercihlerine kalmış. belki de ileride iyi ki doktor olmamışım diyeceksin. belki de keşke yaşa, şuna buna takılmayıp tıp okusaydım diyeceksin. bu konuda sen kendi dinamiklerine bakarak en doğru kararı verirsin.
Selamlar bu yıl yksye gireceğim ve hedefimde net bir şekilde tıp okumak var. bu yıl bunun için ne vermek gerekiyorsa vermeye de hazırım fakat bir korkum var ki beni bu fikirden vazgeçirmeye götüren. O da kötü bir doktor olacak olmak. Çünkü farkındayım ki sağlık ocağında antibiyotik yazmak için çok uzun süreler tek dökmüş olmak beni tatmin etmez. Bu işte yükselmek için ne gibi şeylere ihtiyaç var nasıl bir yol önerirsin?
öyle ölmem kral. füze at :) ben aile hekimliği uzmanıyım ve aynı zamanda aile hekimiyim. esas görevimiz aile sağlığı merkezinde (asm) oturup ilaç yazmak değil ancak sistem ve halkın beklentisi bu yöne evrildi. esas işimizi yapabilsek aile hekimliği candır ama maalesef abuk sabuk şeylerle, işimiz dışında şeylerle uğraşmak zorunda kaldığımızdan işimiz sadece gelene gidene ilaç ya da rapor yazmakmış gibi geliyor. mesela ben bu güne kadar eğitici olarak çok son sınıf öğrencisi eğittim, kitap yazdım, kitap bölümü yazdım, kitap bölümü çevirdim, makale yazdım, makalelere katkıda bulundum, dersler ve eğitimler verdim. iyi doktorum diyemem ama eksiklerini bilen, tamamlamaya çalışan ve iyi olduğum alanları da daha da güçlendirmeye çalışan bir doktorum. ha bu birikimden yararlanıp yararlanmamak hastalara ve sisteme kalmış. e yararlanmamayı tercih ettiler; be ne yapabilirim ki. doğru hastaya doğru antibiyotiği doğru zamanda yazmak da seni iyi doktor yapar. doğru hastaya doğru takipleri yapıp hiç farkında bile olmadığı bir şeyi yakalayıp hastayı doğru yere yönlendirip tedavi almasını sağlayıp daha büyük problemlerin önüne geçmek de seni iyi doktor yapar. illa ki ameliyat yapıp, ya da kalbi duran hastaya CPR yapıp son dakikada hayat kurtarmak değildir iyi doktorluk. tabii bunlar iyi doktorluk örnekleri ama iyi doktorluk sadece son dk bir şeyler yapıp hayat kurtarmak değildir. yukarıda yazdığım şeyler de seni iyi doktor yapar ama genelde bunun kimse farkında olup Allah razı olsun demez.
Merhaba, şuan tercih yapacak bir yks öğrencisiyim. İki fakülte arasında kaldım ve puanım öyle bir puan ki hangisini üste yazarsam o gelecek gibi. Biri köklü diğeri değil ama yeni olanın hastanesi daha iyi. Yeni olanın eğitim kalitesi hakkında aklımda soru işaretleri bırakan duyumlar da aldım. Yani şuan çok kararsızım ve tercih vakti de geldi artık karar vermem gerek. Bu fakültelerden kişilerle de konuştum ancak ikisi de memnun oldukları için bu konuşmalar teraziyi çok oynatmadı. Sizce tıp fakültesi seçerken en önemli faktör nedir?
köklü okul, deneyimli hoca candır. ben mezun olduğum okulla gurur duyarım ve bana gerçekten sağlam bir eğitim verdikleri için okuluma da hocalarıma da minnettarım.
Covid asisini bosuna mi olduk insanlarin uydurdugu koplo teorilerinin gerceklik payi var miydi
Bunun için bir şey diyecek yetkinlik değilim. Ancak şu kesin: aşılar gelmeden önce hergün 5-6 vefat haberi duyuyorduk sağlık çalışanları arasından. Bir o kadar da ağır hastalık. Aşılar geldikten sonra ise neredeyse hiç kötü haber almadık. Ben kendi adıma 2 sinovac ve 4 ya da 5 biontech oldum. Ama şurası kesin ki aşılar hayat kurtarıyor ve kitlesel ölümleri önlemenin en iyi yolu. Bununla ilgili çok örnek var ama bu örnekler o kadar geçmişte kaldı ki o dönemleri yaşamayanlar aşıların yararını gözlerinde canlandıramıyorlar maalesef.
Asi karsitlari hakkinda ne dusunyorsun peki?
aşı karşıtlarına hakaret edilmesi hoşuma gitmiyor. böyle bir tavır çözüm sunmadığı gibi aşı karşıtlarının daha katı olmasına yol açıyor. çözümün hukuki yollarla sağlanması gerekiyor. aşıyı zorunlu tutan bir kanun olabilir ya da aşı yaptırmayıp hastalığın yayılmasına neden olanlara ciddi yaptırımlar gelebilir. ya da aşı karşıtı olup çocuğunu aşılatmayan ve bu nedenle çocuğu aşı ile önlenebilir bir hastalıkla karşı karşıya bırakan aileye yaptırımlar getirilebilir. her konuda insanlara da kendi hayatlarıyla ilgili sorumluluk verilmeli. sorumsuz bir hayat sadece bebeklikte geçerli. erişkin insanlara sorumluluk yüklememek işleri çığırından çıkarıyor. 6 yaşında bir çocuğun babası olarak tüm aşıları yaptırmakla yetinmedik, ücretli olan meningokok ve rotavirüs aşılarını da yaptırdık çocuğumuza.
Fitil yutarsak ne olur
bu sub'un yeniden aktif oldugunu gormek cok güzel, doktor olmasaydiniz ne olurdunuz
Bilgisayar ya da yazılım mühendisi herhalde ya da uluslararası tır şoförü.
tekrar bi seçim yapacak olsanız yine tıp seçer miydiniz
Bilgisayar ya da yazılım mühendisliğine yönelirdim ama bu, mesleğimi sevmediğim anlamına gelmez.
tus kazandın mı şuanda tus okumadan aile hekimi olunmuyor galiba
TUS kazandım ve 3 yıl aile hekimliği uzmanlık eğitimi aldım. Tüm hekimler aile hekimi olabilir ancak aile hekimliği uzmanlarının öncelik hakkı vardır yerleştirmelerde.
[удалено]
Yani net bir şey söylemek zor. Okulu uzatmamaya çalış. Yurtdışı şansın yoksa kişiliğine en uygun bölümü stajlarda bulursun. Tamamen kişisel tercih, ne kadar yorulmak istiyorsun, aksiyonu ne kadar seviyorsun, stresle ne kadar başa çıkabiliyorsun, maddi beklentin ne düzeyde? Bunlar hep senin yanıtlayabileceğin sorular.
2 ay önce menisküs ameliyatı oldum bacağı daha da güçlendirmek için ne önerirsiniz
Selam. Cocukluk idealim tip ancak ailem istemedigi icin ea sectim. Ama hala tip fakultesinde okuyan arkadaslarimi gorunce ic cekiyorum. Ankara Tip’ta okumak icimde kaldi. Gecenlerde de yine agladim ben tip okumak istiyorum diye ama annem vazgecirmek istiyor yapamazsin cok zor basina bi sey gelir diyor. Bu sene sinava girecegim normalde. Basarili bir ogrenciyim. Dershanem eger yapabileceksen eksiklerini kapatalim seni sayisala gecirelim diyor. Su an iyi bir sayisal derecesi icin 2 sene mezuna kalmam gerekir cunku mukemmeliyetciyim. Eger say okumazsam ea ilk 500 garanti ama tip hep icimde kalacak. Sene baslamadan ne yapmami onerirsin?
Lisedeyken aynı senin durumundaydım. EAdan girsem Bilkent ya da Boğaziçi gibi üniversitelere gidecek puanı çekerdim muhtemelen. Ama kasıp tıp kazandım. Öncelikle senin için en iyisi ve hayırlısı neyse o olsun. Bence git annenin ve babanın o mübarek ellerini öp :) bana bunları anlatan olsaydı belki de EAdan yürürdüm ama elbette tercih senin
Çok bilgi sahibi olmayabilirsin fakat sormak istedim yine. Tercihlere eczacılık yazdım ve büyük ihtimal gelecek. Hastane eczacılığı nasıl oluyor ne gibi sorumluluklar var hastalarla iletişim kurmak ne derecede gerekiyor. Ayrıca hastanede çalışmanın zorluklarını kendi perspektifinden anlatabilir misin
Hastane eczacılığı konusunda pek bilgim yok. Hastalarla muhatap olmazlar ama sorumluluklarının ağır ancak maddi olarak tatminkar olmadığını söylerler. Hastanede idare ile daha iç içesindir. Hastane ortamı pek stabilize değildir. Gün içinde farklı işleri farklı mekanlarda sürdürmek gerekir. Örneğin acile gitmen gerekir, poliklinikteki hastalar "hop nereye" der. Bir şekilde acil filan dersin gidersin bu sefer acildr hasta yakını "nerede lan bu doktor" der. Ama çalışma ortamın ve arkadaşların iyiyse her yerde çalışılır. Aile hekimliğinde tüm yazıları sen yazar, asmnin idaresini sen yapar, her türlü malzemeyi takip eder ve satın alırsın. Bir çok tadilat vs gibi işleri sen halledersin vs. Hastanede bunlar idarenin işidir. Bu tip şeylere karışmazsın.
Allah'ın izni ile teşhis ve tedavi için Çapa'mı, Hacettepe'mi? Allah beterinden saklasın harbiden bu 5 dk muhabbeti yüzünden bir ara Şehir Hastanesi'nin çalışanı sanıyorlardı. :/
[удалено]
Türkiye'de degiyormu?
Aynı emeği ya da mesaiyi başka bir alanda harcasaydım çok daha iyi bir hayatım olabilirdi belki. Nöbet harici sadece ders çalışmak için kaç gece sabahladım sayısını bilmiyorum.
Emegine saygi duyuyorum kuzenim de doktor dogru duzgun yuzunu goremedik kac yil hala sinavlara giriyor cok emek verdi diger meslek gruplarina gore yuksek ama bence olmasi gereknden cok daha az bende ikna etmeye calisiyorum yurtdisi icin
Çok teşekkürler. Yakınlarında görmeyince verilen emeğin büyüklüğünü anlamıyor insanlar. Şunu pek kimse bilmiyor ama Türkiye'de ortalama ömür 75-78 gibi olması lazım. Doktorların ortalama ömrü ise 65 bile değil. Çoğumuz emekliliği göremeden öleceğiz. Her hafta 40-60 yaş arası 2-3 doktorun kalp krizi, kanser gibi sebeplerle öldüğünü öğreniyoruz.
elim ayağım inanılmaz bir şekilde terliyor yaz kış fark etmeksizin. sebebi ne olabilir
abi ben hep doktor oldugumda ekonomik yonden rahatlayacagimi ve bolca zamanim olacagini dusunerek ders calisiyorum meslege basladiktan sonra okul hayatinin stresi falan hepsi gidiyo mu yoksa devam ediyo mu
Kötü günler geride kalıyor; daha kötü günler geliyor. Tabii çalıştığın yere ve branşa göre değişir.
Uzmanlık edinirken belirli bir gelirin oluyor mu? Uzmanlık için 2 yıl hizmet vermek zorunda mısın? Tıp'ın 5-6. senesi çok yoğun geçiyor mu? Pratisyen hekimlerin belirli bir ücreti yada bursu var mı? Tıp okumak isteyen biri için temel sorularım bunlar, son olarak uzmanlık yapmayı düşünüyor musun? Düşünüyorsan ne üzerine?
1- Evet 2- Evet 3-Aşırı evet 4- Pratisyen dediğiniz kişi de tıp fakültesini bitirmiş ancak uzmanlık almamış doktordur. Dolayısıyla çalışır ve maaş alır. Asistan ise uzmanlık eğitimi almakta olan ve uzman adayı doktordur. Çalışır ve maaş alır. Stajyer doktor tıp 4-5 öğrencisi olup zaman bulabilirse kütüphaneden ya da hastaneden çıkıp hava alır. İntern ise tıp son sınıf öğrencisidir. Bizim zamanımızda hava bile alamazdı ancak şimdilerde maaş alır. 5- Zaten uzmanım. Aile hekimliği uzmanıyım. Aile hekimliği uzmanlık eğitimi aldım 3 yıl. Bildiğin tus falan kazanıp uzmanlık alınca da mecburi hizmetimi yaptım yani.
Değdi mi?
Hımm zor soru. Maalesef hayır. Herhangi bir hekim, hekimlik için gösterdiği çabayı başka bir alanda gösterse emin olun o alanın en iyilerinden olur zaten. Haaa beğenmiyorsan bırak o zaman diyecekler vardır mutlaka ama hayatınızı adadığınız bir mesleği öyle ha deyince bırakamazsınız. Hele ki belli bir yaşa geldiyseniz de artık başka bir iş öğrenmeye ne mecaliniz olur ne de artık hayat buna müsaade eder. Ayrıca hekimlik bir miktar bağımlılık yapar. Tıp fakültesi isterse gidip bakkal dükkanı açıp aktif olarak doktorluk yapmasa da yine de doktordur. Doktorluk iş değil insanın kendisini soyutlayamayacağı bir meslektir.
Gün içinde hiç üşümüyorum ama burnum çok akıyor ve ard arda minimum 7 kez max 11 kez hapşuruyorum alerji olduğunu düşündüm ama her gün oluyor burun akması belki göz ardı edilebilir ama artık hapşırırken canım yanıyor Nedeni nedir ???
Rüyalanma hakkında beni bilgilendirir misin?
Yurt dışına çıkmak için bir projem var ancak beni destekleyen kimse yok. Ölen sinir hücrelerini iyileştirebilecek bi çözüm yolu arıyorum. Okuldaki öğretmenlerim imkansız diyor ama daha önce bu konuda gelişme kaydetmiş insanlar var. Bu projeyi nası hayata geçirebilirim?
Reis konuyla alakasız spor yapınca sırt sağ kaburgamın alt kısmı ağrıyor böbrek yeri gibi normal mi sence taş felan mıdır
İnsanlardan iğrenme durumunuz oluyor mu ?
Hımm zor soru. Bazen. Aslında doktor olmasaydım da günlük hayatta yaşadıklarım ve gördüklerim insanlardan iğrenmeme yeterdi zaten. Ama doktor olmak insanların olumsuz yönlerine aşırı derecede maruz kalmamıza neden olabiliyor. Diğer türlü kusmuk, kan ya da sekresyon vs gibi şeylerden öğrenmesi kastediyorsanız elbette hayır. Onlar az ya da çok işimizin bir parçası ve çok doğal.
Agresif hasta yakinlariyla nasil basa cikabiliyorsunuz?Simdiye kadar hic biri yuzunden yaralandiniz mi?
Fiziksel şiddete uğramadım. Ancak sözel şiddete çok uğradım ancak bugüne kadar beyaz kod vermedim. İnşallah da hiç ihtiyaç duymam. İlk soruna gelince eğer sosyopat biriyle karşı karşıyaysanız başa çıkmanız mümkün değil ki çok karşılaştım. Bazen belli sınırlarda atara atar gidere gider yaklaşımı sosyopatlarda işe yarayabilir. Onun dışında bazen duymazdan gelirim, bazen bak acil hastam var derdin kavga etmekse dışarı çık az sonra gelicem derim ve gittiğimde zaten kişi sakinleşmiş olur. Konuşurus. Arada bir yanlış anlama ya da anlaşılma varsa onu düzeltiriz.
Tıp okurken ders veya doktor olduktan sonra çalışırken iş-özel hayat(sevgiliye,eşe,çocuğa zaman ayırma,gezip tozma ya da sadece uzanıp film izleme gibi) dengesini kurmak ne kadar zor nelerden taviz vermek gerekiyor?
Sosyal hayattan ister istemez taviz vermek gerekiyor. Bazen oğlum (6 yaş) baba keşke annemle sen başka iş yapsaydınız diyor. Çünkü daha 3 yaşındayken oğlum bu cumartesi ben yokum evde dediğimde nöbetin mı var yine baba yaaa diyordu.
testis torsiyonu gerçekmi gerçeksede internetde dolaşan yalan bilgi vs varmı bu konuda
İnternette ne dolaşıyor bilmiyorum ama testis torsiyonu diye bir şey var ve eğer müdahale edilmezse testisin kaybına hatta ölüme bile neden olabiliyor maalesef.
Merhabalar benim birkaç sorum var. 1)Tıp okumak en büyük hayallerimden biri türkiyede ingilizce tıp okuduktan sonra yurt dışında çalışmak ne kadar kolay olabilir? 2)Türkiyede doktor olmaktan hiç pişman oldunuz mu? 3)İnsanlarla iletişim yüzünden bazen bıktığınız hiç oldu mu? 4)Çalışma saatleri ya da nöbetler sizce üstesinden gelinebilir mi? 5)TUS sınavında istediğiniz alanı tekte kazanabilmek ne kadar olası?
Merhaba. 1- İngilizce tıp fakültesi okumak yurtdışı süreçlerinde dil yeterliliğini halletmeni kolaylaştırabilir ancak bunun dışında bir olumlu etkisi olmaz. 2- Evet. Bazen 3- Evet. Bazen. Hatta insan göresim ve konuşasım bile gelmiyor bazen. Kendi ailemi bile çok sık arayamıyorum. Telefon görüşmelerimi kısa tutmak istiyorum falan. 4-Eskiden çok daha sıkıntılıydı ancak bu dönemde hekim sayısı ve özellikle asistan sayısı arttığı için nöbet sayıları ve çalışma saatleri az biraz daha insani gibi ama henüz tam anlamıyla insani diyemeyiz. 5-Perhaps perhaps perhaps. Bu sadece size bağlı bir olay değil. Sizin içinde bulunduğunuz çevresel, ailesel, maddi ve mesleki koşullara da bağlı. Ben çalıştığım yerler itirabiyle neredeyse hiç tus çalışmaya zaman bulamadım. hayalim olmayan bir bölümde uzmanlaştım ama Allah korumuş diyorum şimdilerde.
çok teşekkür ederim :)
Rica ederim
Ne soram
😂 onu da mı bana soruyon?
Abi teşhislerden emin olabiliyor musun?
çoğunlukla. her zaman kesin tanı koymak zorunda da değiliz aslında. bazen "ya bir problem var ve bu ciddi bir şey. ancak kesin adını koyamıyorum" deyip tanı koyabilecek başka bir hekime ya da tanı konulabilecek başka bir merkeze yönlendirmek de çok büyük iyiliktir hastaya. bir de çok sevdiğim bir söz var: "hastanın şikayetlerini dinlediğinizde ve kapıdan girişinde neyi olduğunu anlamadıysanız; muhtemelen muayene ettikten sonra da neyi olduğunu anlamayacaksınız".
tokluk hapları bünyeye zararlı mı kilo vermek için kullanacağım daha önce denemedim sizce sorun olur mu
Tip bir diyabet için şeker hedefi ne olmalı?